top of page

Hepimiz, yaşamın güzelliğinin ve farkındalığının, gezmek ile tadılabileceği konusunda hem fikiriz.

Algımızın kontrolünde olan ve olmayan şeyleri farkedebilmek adına yolumuza ışık tutan soru kelimesi, ‘ORADA’ olabilir. Ve anlam, orada olanın bizdeki karşılığında saklıdır.

 

Gerçekten orada mıyız?

 

Aynı bahçede olsan da, her kişinin belleğindeki izdüşümleri ile yaşadıkları duygusal iletişim, farklı şeyler olabilir.

Bu müzayede, bakış açımızın nerede durduğuna dair soruları tekrar düşünmemizi ve orada olana farklı bir açıdan bakıldığında bambaşka şeyler olabileceğini göstermeyi hedefliyor. 

Geçmişle bugünü, bugünle şimdiyi ve şimdiyle sonrayı birleştiren bir tavırla, Rönesans döneminin, Roma İmparatorluğu’nun, Antik Yunan Çağı’nın izlerini taşıyan ve bugünün dünyasına ayak uydurmuş, Avrupa şehirlerinde çektiğim fotoğraf karelerim ile buradayım.

 

Bir avcı gibi ‘Orada’ olanı getirdim size.

Bunu yaparken; Rönesans döneminin sanatçı ve heykeltıraşlarının antik çağ sanatına ilgi göstermeleri ve matematiksel perspektif tekniğini kullanmaları onları özel yapıyordu. Fotoğraflarımda da; Rönesans sanatının gerçekçi, ince ayrıntılarla bezeli ve dramatik halini yansıtmaya çalıştım. Çoğunlukla birden fazla anlam taşıyan Rönesans tablolarının ortak noktasını analiz ettiğimde,cevap detaylar olarak ön plana çıkıyordu.

Kadrajlarımda geniş açı kullanarak ‘ORADA’ olan hakkında daha fazla ayrıntı vermeyi amaçladım. 24x36 mm film formatına ek olarak hem tam panorama 24x65 mm formatını kullanan, filmi maskelemek yerine genişleten ve her pozlamanın filmin tüm alanını kullanmasını sağlayan benzersiz bir kamera Hasselblad XPan ile yola çıktım. 12 yıl boyunca yapmış olduğum gezilerimde yakaladıklarımın acıkan ruhlara iyi gelmesini temenni ederim. 

“Fotoğrafın subjesiyle fazla ilgilenmiyorum. Fotoğrafı bir kere çektikten sonra estetikle, içindeki objelerle derin bir ilişkiye girme halini pek fazla yaşamıyorum. Avcılar aşçı değildir ki.” diyen bir ustanın sözlerini içimde hissetmiş olsam da, bir sergi yapmak istediğinizde bu sizi mecburen aşçı da yapıyor. 

22 Şubat 2024

Ömer Öztürk

22 Şubat 1982’de Eskişehir’de doğdu. Üniversite yıllarında asıl branşı olan Medya ve İletişim sistemlerinin yanında, fotoğraf, senaryo, hukuk, felsefe dersleri aldı. 2005 yılında Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun oldu.

Aynı yıl hazırlamış olduğu belgesel filmler ile Aydın Doğan Genç İletişimciler yarışmasında birincilik ödülü kazandı.

32. Gün televizyon programı ekibinde arşiv, montaj ve muhabirlik görevleri yaptı. Mehmet Ali Birand ile çalışma fırsatı buldu. Gazetecilik, reklamcılık, yapımcılık gibi alanlarda eğitimler aldı.

2006 - 2007 yıllarında Bilgi Üniversitesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı bölümünde akademisyen olarak çalıştı. 2011 yılında format tasarımını, yönetmenliğini, yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği ‘Vapurda Çay Simit Sohbet’ programına başladı.

12 yıl boyunca programı sürdürerek, 500 ünlü isimle söyleşi yaptı. Yönetmen, Nuri Bilge Ceylan’ın anlatım dili ve felsefesi, Öztürk’ün üzerinde büyük bir etki bıraktı. Gerçekliğin güzelliğini, sahiciliğin gücünü keşfetme süreci, hazırlamış olduğu programlardaki yaklaşım ve sorularının içeriklerini oluşturdu.

Halen, 2011 yılında kurduğu reklam ve prodüksiyon şirketi, Paradiso Film’de yönetmenlik ve yapımcılık yapmaktadır. 

bottom of page